Dışarda yürüyorum. Tüm gözler bana çevrilmiş. Saçlarım dağılmış, kıyafetlerimse ortalamanın biraz üstünde.

“Acaba beni beğendiler mi?” diye bir ses yükseliyor, içimde bir yerlerden.

“Saçlarım berbat tabi ki beğenmediler” diye cevaplıyor ötekisi. Sonra bir ses daha yükseliyor ve gülümsüyorum.

“Beni ölüler göremez. Gören sadece Allah’ın ruhu. O’da benim ruhumun inceliğini, Kendisine olan sevgimi biliyor” diyorum ve Allah’ın beni beğendiğini umuyorum. Ölüler göremez derken bir yandan da maddenin akıbetini düşünüyorum. Madde karşıma dikilmiş duruyor ve çil çil dağılıyor gözümde, un ufak oluyor, beni taşıyanın yer olmadığı aklıma geliyor. Allah’a sığınıyorum ve sarılıyorum. Sonra maddenin o debdebesinden sıyrılıp, beni tartan asıl cismi düşünüyorum. Konforumu müthiş derecede artıran o dinginliğe kapılıyorum.

İşte maddenin aslında sandığım gibi olmadığını hayalden ibaret olduğunu kavrıyorum. Ne de olsa maddenin yüzde 99’undan fazlası boşluktan ibaret.

Hayrettir insanlar bunu neden düşünmez? Neden gerçekten var olanın peşinden gitmek yerine bir hayalin peşinde koşturur durur? Hem de tüm ömrü boyunca. İşte bir rüya örneği gibi. Rüya da kucak dolusu para bulursun, zengin olduğunu düşünürsün ama uyandığın anda bir bakmışsın kucağında ki tüm varlığın uçup gitmiş. İşte dünyanın bundan hiçbir farkı yok. Şarkılara konu olan “yalan dünya” kavramının ne kadar doğru. Savaşlara konu olan “mal-mülk” davasının ne kadar yersiz olduğunu anlamışsınızdır.

İşte dünyanın geçici olduğu gün gibi ortada. Tek bir mutlak varlık var : Allah.

Yorum Gönder

Previous Post Next Post